Oymacılık olarak bildiğimiz bu zanaat, aslında ülkemizde mobilyacılık sektörü ile paralel ve erkek egemen şekilde ilerlemiştir. Çoğu zanaatkar usta aslen mobilyacılık yaparken eskinin koltuk başı, masa ayağı, sandalye kolçağı, kapı üstleri, dolap süslemeleri ile başladığı kariyerine, maalesef cnc makinelerinin türemesiyle uzun bir süre ara vermek hatta bırakmak zorunda kalmıştır.
Devletimizin kültür miras elçiliği adıyla bazı ata mesleklerini onurlandırması neticesinde, ölmeye yüz tutan ahşap oymacılığı mesleğimize vergiden muhafiyet getirilmiştir. Yaşayan son ustalarımız halen bu mesleği atölyeler vererek ayakta tutmaya çalışmakta ve yeni nesillere aktarma misyonunu gerçekleştirmektedir.
Ben de işte tam o noktada, heykel eğitimim esnasında tanıştım ahşap oymacılığı ile. Heykelin putla özdeşleştirilmesi neticesinde bu zanaat bir kesim tarafından sadece kabartma olarak gelişmiş ülkemizde. Üç boyut algımı kaybetmekten korksam da, bu iki boyutlu ahşap oymacılığını mutlaka öğrenmek istedim. Amacım sentezlemekti.
Bale yapan naif bir kadın, artık erkek egemen bir işe girdiği için, mesai arkadaşlarım marangoz Emrah Usta, keresteci Seyfi, çelikçi Volkan, bileyici Fehmi Hoca, nalbur Mikail, bilimum yerli yabancı ıskarpelacılar olmaya başladı doğal olarak. Vücut yapım değişmeye başladığı için ekstra güç ve kondisyona yönelik spor yapmaya da başladım (İdil Hocama sevgiler). Saatlerce 2kg ağırlığında bir şimşir tokmakla ve ilkel yöntem dediğim taka tuka işlerinin en güzel tarafı, artık asansörsüz apartmanımda en üst kata market poşetlerini rahatlıkla taşımak oldu. Ayrıca atölyemin olduğu mahalledeki gençler penceremden görünen 120 keskin bıçak yüzü suyu hürmetine her işime koşuyorlar sağolsunlar.
Tabiki kişisel doyumu apayrı. Ağaçla konuşmak, dokunmak, topraklanmak, ondan izin almak ve birlikte keşifsel eserler yapmak muh-te-şem! Bence kadın oymacılar çoğalmalı. Kadının üretkenliği, estetik bakışı, pratikliği ve vizyoner olması kesinlikle ilginç kapılar açacaktır yeni ilhamlar yaratacaktır. Evet yani eller damarlanıyor, kollar kaslanıyor, manikürcünüz dertleniyor, anneniz sürekli "aman kızım nerden buluyorsun böyle şeyleri"diyor, çocuklarınız iş ortasında zırt pırt arayıp "akşam ne yicez artık gel" diyor ama işte önemli olan tüm bunlara rağmen hayallerinize tutunmak. Benim tam da yapmaya çalıştığım şey işte bu...
Commentaires